Radyoaktivite, evrenin yaratılışından bu yana var olan bir olgudur. Gezegenimizin tüm jeolojik dönemlerinde, radyoaktivite ve nükleer radyasyon ekosistemde her zaman var olmuştur ve kaçınılmaz olarak var olacaktır. Konumuz olan nükleer radyasyon, radyoaktif elementler veya yüksek enerji taşıyan atom altı parçacıkların yaydığı büyük veya kütlesiz parçacıklardır. İyonlaştırıcı radyasyonun biyolojik etkileri, yüksek transfer enerjisi nedeniyle tartışılmaz derecede önemlidir. Dünyayı oluşturan jeolojik elementlerin içerdiği doğal olarak oluşan radyoaktif maddelerin yaydığı radyasyon gibi, uzaydan gelip atmosferden geçebilen radyasyon, Dünya üzerindeki canlıların belirli bir radyasyon seviyesinde yaşamasına neden olur. Evrenin doğası olan çevresel radyasyona maruz kalan canlılar bu radyasyona maruz kalmaktadır. Şu anda ekolojinin bir alt dalı olarak radyoekoloji adı verilen bilimsel bir araştırma alanı oluşturulmuştur. Bu bağlamda çalışan bilim adamları, nükleer radyasyon ve ekolojik sistem arasındaki ilişkileri ve etkileşimleri araştırıyorlar. Bu konu nükleer fizikçileri ilgilendiriyor gibi görünse de, birçok disiplin çevresel problemlerle ilgisi nedeniyle radyoekolojik araştırmalarda etkili olabilir. Çok çeşitli bilim alanlarından insanlar, radyoekolojik araştırmalarda geniş bir şekilde birlikte çalışırlar. Ekoloji kolektif olarak tüm evrenle ilişkili olsa da, özellikle dünyamıza baktığımızda ekolojik dengeyi ve onu yaratan çevresel etkileri görüyoruz. Sıcaklık, basınç, atmosferik olaylar, doğal döngüler, su, toprak ve havadaki elementlerin içeriği gibi faktörler denge halindedir. Doğal radyoaktivite ve nükleer radyasyon da ekolojik dengenin bileşenlerinde yer almalıdır. Ancak bu dengede radyasyonun rolünü anlamak ve gözlemlemek diğerlerine göre çok daha zordur. Radyoekoloji, hem doğal hem de teknolojik uygulamalardan kaynaklanan toplu olarak yapay radyoaktiviteye atıfta bulunan çevresel radyoaktivite konusudur. Çevresel radyoaktivite üzerine veri tabanları oluşturmak da önemlidir. Meydana gelebilecek nükleer kontaminasyonu izlerken ve ölçerken mevcut durumu (doğal seviye) bilmek önemli olacaktır. Radyoekoloji çerçevesinde çevre araştırmalarında polonyum ile denizlerin ve deniz yaşamının kirlenmesi ve çökelme oranının belirlenmesi gibi radyometrik yöntemler kullanılmaktadır.


Yorumlar